INDEX

ARA BUSCA SEARCH

ÜYE OL

KATEGORİLER

Kasım 2024
Pts Sal Çar Per Cum Cts Paz
« Eyl    
 123
45678910
11121314151617
18192021222324
252627282930  
RSS

YETTİ VE BİTTİ

Aybige Mert

BASTA Y SE ACABÓ

ENOUGH AND OVER

Foto ©Aybige Mert

İlk kedim, 11 yaşında, Galatasaray Lisesi hazırlık sınıfında okurken, bir çarşamba günü okulun bahçesinde bulduğumuz ve bir avucun içini ancak dolduracak kadar küçük tekir Çarşamba’ydı. Bir süre sınıfta, Galatasaray’ın kapaklı sıralarında bakıp beslediğimiz, teneffüslerde bahçeye çıkardığımız, derslerde sıra aralarına saldığımız Çarşamba, sınıfta kimsede dikkat mikkat bırakmadığından, bir süre sonra toleranslı Galatasaray hocalarının bile homurdanmaya başlamasına neden oldu. Sadece dört öğrencisi dışında tamamı yatılılardan oluşan sınıfın gündüzlülerinden biri olarak, Çarşamba’yı alıp eve götürdüm ama birkaç gün içinde evde de patırtı koptu annemin astım rahatsızlığı yüzünden. (Patırtıyı çıkaran annem değil babamdı bu arada). Çarşamba, tekrar Galatasaray Lisesi’nin bahçesine döndüğünde, gözümde yaş kalmamıştı.

Kedi koleksiyonumun çok güzel ve özel bir armağanla başlaması da aynı yıla denk gelir. Kendime ait ilk orijinal sanat eserine, bir kedi resmine 11 yaşında sahip oldum. Ressam Niyazi Toptoprak’ın bana doğumgünü hediyesi olarak armağan ettiği yağlıboya bir kedi portresiydi bu. Şimdiki durum malûm, önüm, arka, sağım, solum: Kedi!

Kedisiz geçen bir ortaöğrenim döneminden sonra, kuyruklu oğlum, Tatankaram çingenem, bal gözlü baldan tatlı oğlum, kedilerin şahı kedi padişahı, evimizin kara panteri, küçük bufalosu Tatanka evimizi şenlendirdi. Sığındığı bir apartman girişinde itilip kakılan bu kara, kabarık tüylü, avuç içi kadar yavru, bir sonbahar günü bizim haneli oldu. Tatanka,  tam 18,5 yıldır  -ki hep beraber maaşallah diyoruz bu noktada- evimizin gülü, kuzusu, paşası, neşesi, uğuru, oğlu ve  alerjik astımı olan annemin nefesine bir kere bile dokunmadı.

Kedi Defteri’ne gelince, benim gibi kedi delileri ile, kedi camiasına dair ne varsa paylaşmaktı amaç. Kâr amacı yok, çıkar yok. Kedi Defteri’nde bir tek kere bile kaynak göstermeden, link vermeden veya imza kullanmadan başkasına ait bir şey alıntılanmadı. Birçok durumda da hak sahiplerine, Almanya’ya, Amerika’ya, Küba’ya, Kanada’ya ve daha birçok yere yazdım, izin istedim, ne yazacağımı veya hangi fotoğrafı kullanacağımı belirttim ve izin aldıktan sonra, yine kaynak gösterip, imza atıp, link vererek kullandım. Kedi Defteri hep orijinal oldu, kimseyi taklit etmedi ve “minnoşumun fotoğrafları” sitesi olmadı.

Sonra kara bulutlar geldi, tatsız şeyler başladı. Önce, bir kedi dergisi şöyle beğendik, böyle beğendik, bize de yazsanız dedi. Tabii, çok hoşuma gider ama ben telif hakları konusunda çok hassasım, profesyonel olarak dergilere yazı da yazan bir insanım ücretini verirsiniz, yazıyı yazarım (dergi parayla satılıyor, hayrına dağıtılmıyor, üstelik 32 sayfanın neredeyse 8 sayfasına tam sayfa reklâm alıyor), ayrıca yazılarımda kullanacağınız fotoğrafların hak sahiplerinden izin almak, ödeme yapmak, imzalarını da atmak gerekir dedim. Almayalım, biz sizi uzaktan takip edelim dediler.

Sonra, bir tanesi Kedi Defteri’nin Facebook sayfasına da üye olan Hazal Kalkın, Gökdeniz Kalkın ve Selin Yaman (bu sonuncusu ayrıldı onlardan sonra) isimli üç kişi, Kedi Günlüğüm isimli Facebook sayfalarında Kedi Defteri’nde yayınlanan konuları bir süre sonra alıp alıp kendi sayfalarında yayınlamaya başladılar. Fotoğraflarda telif hakkı ibaresi olduğundan, benim fotoğrafım olan konularda, internetten aynı yer, konu, ürün ile ilgili buldukları fotoğrafları, fotoğraflar yabancı kaynaktansa, direkt Kedi Defteri’ndeki fotoğrafları kullanarak. (Komik olan, Kedi Defteri’ndeki fotoğrafların hep işlenip yayınlanması nedeniyle çoğu zaman kaynak sayfada öyle görünmemesi ve bu yüzden nereden “araklandığının” çok belli olması).  Bir dergiyi bir şekilde ele geçirip, aynı konuları kullanarak ertesi ay kendi dergilerini yayınlamak gibi bir şey. Riga kedileri yazısı koyuyorum. İnternetten bir fotoğraf buluşturup koyuyorlar sayfalarına: Bilin bakalım kediciler, bu kedimiz nereden? Bol bol “minnoşumun fotoğrafı” yayınlamak dışında pek bilgi, kültür ve yaratıcılık sahibi olmayan bu arkadaşlar hâlâ takılıyorlar…

Sonra başka bir Facebook sayfası Gümüş Kediş’in sahibi Pınar Burcu Dündar’la, sayfasında kopyala yapıştır usulünde ve kaynak göstermeden kullandığı, sonra sildiği bir yazımla ilgili bir yazışmamız oldu:

Aybige:  Pazar günü Gümüş kedi isimli facebook sayfanıza koyduğunuz Dalgıç Kedi Hawkeye yazısı, telif hakkı bana ait olan yazımdan birebir,izinsiz ve kaynak gösterilmeden yapılmış bir çalıntıdır. Telif Hakları Yasası’na göre yasal suç işliyorsunuz. Kedi Defteri’nde yayınlanmış olan tüm yazıların ve aksi belirtilmediği sürece tüm fotoğrafların yayın ve telif hakkı şahsıma aittir.

Pınar: Merhaba. Ben bir kediseverim ve diğer kediseverlerle paylaşmak için yazınızı not olarak yayınladım. Nerden alıntı olduğunu yazmamış olmam konusunda haklısınız. Maillerinizi biraz daha iyi niyet çerçevesinde gönderseniz daha şık olurdu. Gümüş Kediş sayfasından notu kaldırdım, rahat olun. Çalınmasını (siz öyle yazmış olduğunuz için öyle yazıyorum bence kopyalanmasını ya da paylaşılmasını) copy paste yapılmasını engelleyen siteler var, bu madem sizi rahatsız ediyor , onu öneririm. Selamlar.

Aybige:  Pınar Hanım, yazıyı yayından kaldırdığınız için teşekkür ederim. Kedi Defteri’nden veya herhangibir kaynaktan izin almadan ve  kaynak göstermeden yapılan paylaşıma değil çalıntıya girer, bu dünyanın her yerinde böyledir ve bu yüzden de yasalarla da güvence altına alınmıştır. Kedisever olmak başka, başkasının emeğine saygısızlık ise bambaşka bir şey. Bahsettiğiniz kopyalanmayı engelleyici  programları atlayıp istediğiniz kilitli metni veya görsel malzemeyi bir dakikada indirmek için de bir sürü program var, yani kilit altına almak çözüm değil, insanların insanların emeklerine saygı duymayı öğrenmesi çözüm. Orijinal olmanızı önerir, iyi akşamlar dilerim.

Derkeeen, geçenlerde, Azerbeycan ellerinden Kedi Defteri’ne kedili bir şiir hakkında bırakılan bir yorum ve bir link. Baktım. Sonra bakmaya devam ettim. Baktım, baktım. Bakakaldım. Deffectiv isimli sitenin sahibi Narminella rumuzlu Nermin Kamal, Kedi Defteri’nden onlarca fotoğrafı indirip izinsiz, hiçbir kaynak göstermeden, link vermeden öylece yayınlamış. Bununla kalmamış, bazen bütün yazıyı fotoğrafıyla beraber kopyalayıp kendi yazısı gibi yayınlayıvermiş Azerice. Bunu defalarca da tekrarlamış. Bir de hangi akla hizmet ve nasıl bir pişkinlik ise,  gelip bana sitesinin linkini vermiş. Nasıl bir insan, başkasının yazısını kendi yazmış gibi yayınlar, bilmiyorum. Her Kedi Defteri’ne ait yazının ve fotoğrafın altına tek tek, yaptığının yasal olarak suç olduğunu ve fotoğraflar için kaynak gösterip link vermesi gerektiğini, yazıları ise zaten o şekilde kendi yazısı gibi yayınlayamayacağını belirten yorum bıraktıktan sonra, lûtfedip en alta ve görünmez noktaya Kedi Defteri’nin adresini yazdı ama link vermedi. Kaynak burasıdır, yazı sahibi budur, fotoğrafların kaynağı budur falan zaten demedi. Çünkü link verirse her şey ortaya çıkar.

Evet, devir, yolunu bulma, başkasının sırtından geçinme, uyanık geçinmeye çalışma, başkasının hakkına tecavüz ederek, emeğini gaspederek geçinme, cin olmadan adam çarpmaya kalkma devri oldu, lanet olsun. Ama ben tiksindim. Son olaydan sonra saatlerce midem bulandı.

İçinden kedi geçen paylaşacağım daha çok öykü vardı ama tiksindim.  Kedi Defteri sayesinde edindiğim dostluklar, tanıdığım güzel insanlar en büyük kazancım. Hepinizi seviyorum ama ben gittim.

Hadi eyvallah! (Fotoğraftaki gravür evimin duvarında asılı, onu da araklasanıza!)


Yorumlar


Emel Örter
28 Şubat 2012, 15:52

Çok üzüldüm ve şok oldum. O kadar keyifle takip ediyordum ki inan bir tarafım yarım kalacak….. :(

Mehmet Ali Buyukkarakas
28 Şubat 2012, 15:59

Yahu deli misin sen ? 3 tane kendini bilmez için böyle özgün bir şeyin sonu getirilir mi ? Bunlarla uğraşmak çok kolay. Ota boka her şeye ‘ layk ‘ veren veya klavyesini o paylaşımlara yorum yazmaya lütfeden bizler, otururuz bu vatandaşların hepsini sırayla usandırma noktasına getirecek baskıyı yapar ve onlardan kurtuluruz.

Olmaz, sen yapma bari bunu…

Görmemiş olayım. :) Hadi devam…

ebrulikedi
28 Şubat 2012, 17:56

merhaba
yazılarını okumaktan büyük keyif alıyorum.ne yazık ki artık emeğe saygı yok.insanlar bunu nasıl yapabiliyorlar anlamıyorum.lütfen bu abuk sabuk insanlar yüzünden yazmaya son verme.siteni bu kadar geç bulmuş olmama hayret ediyorum.bilmediğim çok şey öğrendim kediler hakkında.en çok da büyük kedilerle olan resminden etkilendim.lütfen canını sıkma
.sevgiler

tülin
28 Şubat 2012, 18:20

Üzüldüm :(

malotti
28 Şubat 2012, 19:31

aybigecim, her gun yeni bir post yayinlamani dort gozle bekleyenlerden biri de benim… burasi benim ışığım. lutfen karanlikta birakma :) seni seviyorum!

Depresif Ayu
28 Şubat 2012, 22:38

Aybigecim, şok oldum resmen. Yazılarını okumak en güzel alışkanlıklarımdan birisi ve şimdi bundan yoksun olmak üzücü. Tabi konuya senin açından bakarsak daha da üzücü. Ne diyeceğimi bilemiyorum. Taklitler asıllarını yaşatır, lütfen devam et.

rarogato
29 Şubat 2012, 12:19

bizim için çok üzücü bir karar, siten gerçekten özgün, özenli ve kedi sevgisini paylaştığımız bir yer. umarım sorunlar hallolur ve devam etme isteğin geri gelir.. sevgiler

Gülhan
01 Mart 2012, 18:03

Yaşadıkların çok can sıkıcı.Ne yazık ki insanların birbirine saygısının olmadığı , “çalmanın” “paylaşmak” olarak cicileştirildiği bir zamanda yaşıyoruz.Kırılmamak, yorulmamak ve bazen vazgeçmemek pek de mümkün olmuyor.Ama yazılarını okuyamıyacak olmak benim için gerçekten çok üzücü.Her zaman yorum bırakmasamda sayfanızı keşfettiğimden itibaren takipteyim.Yazılarınızı okuyabilmek dileğiyle, sevgiler.

selin yaman
01 Mart 2012, 21:17

Bilmiyorum farkında mısınız ama izinsiz kullanılan fotoğraflar kadar izinsiz olarak bir şahsın ismini alenen belirtmek de suçtur. Şu pek sevmediğiniz Kedi Günlüğüm sayfasının kedici dostları sağolsun, adımızın çirkince kullanıldığını bize haber verdiler. Bi cevap hakkımız var mıdır, ya da sizin şu yaptığınız “çocukça” davranışın bir karşılığı olabilir mi bilmiyorum ama dilim döndüğünce size bir şeyleri izah etmeye ve yaptığınız şeyin yanlışlığını anlatmaya çalışacağım.

-Hiç bir zaman kişisel yazılar ve fotoğraflar kedi günlüğüm sayfasında yayınlanmamıştır.altını çiziyorum, sizin de hiç bir (KİŞİSEL YAZINIZ VE FOTOĞRAFINIZ eklenmemiştir)sayfamıza sadece bilgi içerikli yazılar eklenmiştir, yani kabulü herkes tarafından onaylanan,bilinen yazılar..bu yazılara resimler de eklenmiştir.ve sizin de yazdığınız gibi “internetten aynı yer, konu, ürün ile ilgili buldukları fotoğrafları” ekleyerek. Yani sizin hiç bir fotoğrafınızı kullanmadan.

-Dahası sizin isminizi şahsım bilmiyorken siz ne hakla benim ve arkadaşlarımın isimlerini sitenizde suçlayıcı bir tabirle kullanabiliyorsunuz????? Sıkıntılı olduğunuz bir durum var ise madem ismimizi biliyorsunuz, bunu özel bir mesajla bildirebilirsiniz, isim kullanmakta ne demek ? kendinizce böyle mi intikam almaya çalışıyorsunuz ? sizce suç olan bir şeye daha ağır bir suç işleyerek mi tepki gösteriyorsunuz ??? sizin yorumlarınızı ve aşağıda yorum yapmış olan kişileri ( özellikle bizleri ahlaksız diye sıfatlandıran mehmet ali karakaşı) mahkemeye versem sanırım sizin şu yazdıklarınız en büyük delilimiz olacaktır . Sizden ricam lütfen isimlerimizi sitenizden silmeniz, aksi halde biz de inanın sizin kadar hakkımızı korumasını biliriz..

Sayfamızda sizin sitenizde de benzer şekilde yer alan bütün yayınları, yazıları sildik. Nedense sizin blogunuzun tanıtımını yaptığımız yazılarımız gözünüzden kaçmış???? ancak biz onları da silmeyi uygun görüyoruz. Bilginize…

*****çok ilginçtir ki şimdi kedi günlüğümde geçmiş yazılara baktım ve bakın bir fotoğrafın altında nasıl bir yorum gördüm (bundan tam 3 gün önce yaşanmış):

Mehmet Ali Büyükkarakaş Biz bu fotografı tanıyor muyuz ? Bana tanıdık geldi biraz. Kedi Defteri daha önce yayınlamıştı sanki ?

28.02.2012 Salı, 16:01 ·kedi günlüğüm doğru tahmin beğeniyle takip ettiğimiz bir blog..

sanırım şu yorumlar bile sizin ve bizim hakkımızda en net fikirleri ortaya koyabilir.
daha başka diyecek bir şey bulamıyorum.

Selin Yaman
(kedi günlüğüm sayfası)

tülin
08 Mart 2012, 10:48

Gelip gidip bakmadayım Aybige,haberin olsun.

Yeşim
08 Mart 2012, 12:58

Bu kadar çabuk pes etmemelisin kabul edemiyorum hayır olmaz. Yasal yolları var şikayet ederiz bunları yapanların yayınını durdururuz fakat Kedi Defteri mutlaka devam etmeli.

tırmık tahtası
02 Nisan 2012, 02:33

aynı dertten muzdaripim, ama alıştım, yetmesin ve bitmesin lütfen…

tüliN
17 Nisan 2012, 09:10

Na’ber?

Narminella
24 Nisan 2012, 18:35

Bence, chok shishirtmishsiniz. Ayrica,postmodernizm nedir biliyormusunuz. Yazan deyil, yazilan onemli. Madem bu kadar egoistsiniz, sizi kendi isminiz bu kadar dushunduruyor, sizden kopyaladigim ve once link vermedigim, daha sonra ise onem verdiginizi gorub link verdigim o besh problemi blogumdan kaldiriyorum. Kurban rolu hoshunuza gidiyor anlashilan. Haydi eyvallah.

Narminella
24 Nisan 2012, 18:50

SIldim gitti. Yalnızca Larry yazınızın mətnini tərcüməetmişdim, kaynaksız olarak vermişdim. Digər 4 halde ise sizden götürdüyüm yalnız fotolardı. Ne kadar shishirtmishsiniz! Dogru, ben yanlish yapmishim, amma sonra link verdim ve sizden özür dilemişdim. Hayır, efendim, küçük harflerle degil, ben sizin sitenizin adini wwwkedideftericom şeklinde yazının başında vermişdim uch halde. Ama ne kadar şişirtmişsiniz. Biri “Türkiyə kitab bazarından pişikli fotolar”dı, ikisi “Kedisevenlerin kolleksiyonlarindan” adlanırdı. Foto sıralamasının sonunda ise sitenizin adini yazmışdım. Hm… Bes uchaklari, radionu, telefonu dushunub yaradan adamlar gərək bogazımızdan yapışsınlar ki, adımı söyləyin özü də böyük hərflərlə. Hər dəfə telefonla danışıb radio dinləyib uçakla uçduğunuzda. Aman, bir az postmodern teori okumanizi tavsiye ederim. Vakit çok az olduğundan harflerle kötü davrandım. Bir daha özür dilerim. Artık o fotolar orada yoktur. Ciao!

emek
19 Temmuz 2012, 09:10

merhabalar,

gördüğüm en kaliteli, incelikle hazırlanmış, sıcacık ve içten “kedili web sitesi”. bir kedisever olarak teşekkür ediyorum size,

sevgilerimle,

emek çaylı

alp
07 Eylül 2012, 23:32

Kedilerin yeri ayrıdır benim dünyamda çocukluğumun kahramanları karnımda, bacağımda mır mır uyuyan güzel hayvanlar :)

Tijen
16 Ekim 2012, 01:48

Sevgili Aybige,
Ben de blog dostlarımı ve onlarla haberleşmeyi özlemişim. Güzel bir sonbahar diliyorum. Verimli, hareketli, sevgili…

pisimel
16 Ocak 2014, 12:59

Ne güzel bir site tüm kediciler için şahane.. yayınların devamını diliyorum sevgiler :)
pisimel.blogspot.com

Yorum yaz