ÇİNİ KEDİLER
GATOS CERÁMICAS TURCAS
TURKISH CERAMIC CATS
Kedi Defteri’nin koleksiyonundaki çini kedilerden birkaçı.
Bazıları annemin, bazıları da turlarda bol bol kedi muhabbeti yaptığım İspanyollarımın hediyesi.
18 Mart 2011 | 2 |
Pts | Sal | Çar | Per | Cum | Cts | Paz |
---|---|---|---|---|---|---|
« Şub | ||||||
1 | 2 | 3 | 4 | 5 | 6 | |
7 | 8 | 9 | 10 | 11 | 12 | 13 |
14 | 15 | 16 | 17 | 18 | 19 | 20 |
21 | 22 | 23 | 24 | 25 | 26 | 27 |
28 | 29 | 30 |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
GATOS CERÁMICAS TURCAS
TURKISH CERAMIC CATS
Kedi Defteri’nin koleksiyonundaki çini kedilerden birkaçı.
Bazıları annemin, bazıları da turlarda bol bol kedi muhabbeti yaptığım İspanyollarımın hediyesi.
18 Mart 2011 | 2 |
ED DESDE EL NORTE DE LONDRES
ED FROM NORTH LONDON
Bir kedi gördüm! Bir kedi sevdim! Az sonra…
Yurt dışında yemek seçmeyen, yerel her türlü gıdayı denemeye açık olan, hatta karınca, kobay dahil her türlü hayvanatı ve zerzevatı meraktan mideye indirmiş bir çift olarak, medeniyetin beşiği bu güzel toprak parçasında da bu konuda bir sorun yaşamıyoruz.
Ama, biraz meraktan, biraz da yaşamak için yiyen değil, yemek için yaşayan insanlar olduğumuzdan, bugün Kerim’le Kuzey Londra’da Türk mahallesine doğru bir keşif yürüyüşü yaptık. Daha evvel bir ön keşif yapıp, acil durumda ulaşılabilecek ilk Uludağ gazozu, Kayseri mantısı, fıstıklı Koska helvası, Tekirdağ rakısı nerede tespit etmiştik. Bugün de, acil durumda bizim mahalleden Türk mahallesine yürüyerek ulaşılacak en yakın meyhane kaç dakika mesafede keşfine çıkmıştık ki, o da ne! Bir kedi gördüm sanki!
Ed, Kuzey Londralı, kalın enseli, toraman, kavgacı bir sokak çocuğu. Aynı zamanda keyfine estiğinde, Southgate Road 2-4 numaralardaki 2&4 Café and Design Shop’un kadrolu halkla ilişkiler sorumlusu olarak takılıyor, benim gibi sokaklarda “Kheeediiiiiii!” diye böğürerek dolaşan biçareleri avutuyor.
Neyse, öğle yemeğinde ocakbaşında test sürüşü olarak mideye indirdiğimiz ciğer kebabın yanında, bugünün en büyük kazanımı Canım Ed oldu. Artık, acil durumda ulaşılacak en yakın kedinin nerede takıldığını da biliyorum. Benim gibi Londra’da kedisiz (bkz: Gecelerde ışıksız) kalanlara duyurulur.
15 Mart 2011 | Yorum Yok |
LOS GATOS DE IDA ELISABETH JØRGENSEN
IDA ELISABETH JØRGENSEN’S CATS
Evdeki eski bir kedili UNICEF takviminin sayfalarından, Norveçli ressam ve illüstratör Ida Elisabeth Jørgensen’in üç resmi.
14 Mart 2011 | Yorum Yok |
LA MENTA DE GATO
CATNIP
Kedi nanesi ya da Latince adıyla Nepeta Cataria, nane ailesinden, aromatik, mor çiçekli, yabani bir bitki. İnsanlar tarafından kocakarı ilacı yapımında kullanılsa da, bitkinin asıl ün yaptığı alan, kedilerin hoşuna giden bir aroması olan yaprakları ve tohumları.
Tatanka hiç tanışmadığı için bizim evde bir kedi nanesi deneyimimiz olmadı ama kedi camiasında “keyif verici madde” olarak bilinen kedi nanesinin, çoğu kediyi keyiften mırıl mırıl mırlattığı, yerlerde kıvrandırttığı bir gerçek. Çoğu kediyi diyorum çünkü her kedinin kedi nanesinden deliye dönmesi gerekmiyormuş, bazı kedilere bir etkisi olmuyormuş.
Kedi nanesi illüstrasyonu, hep çok beğendiğim çizimler bulduğum Graphics Fairy’den, bir kedi nanesi tohumu paketinin üzerinden.
09 Mart 2011 | 1 |
LOS GATOS DE DAVID KWOK
DAVID KWOK’S CATS
Kedi sanatında bence Çinli ya da Çin kökenli ressamların özel bir yeri var. Geleneksel tarzlarını kullanarak birkaç usta fırça darbesiyle ortaya zarif, estetik harikası eserler çıkarma konusunda çok başarılılar.
İsimleri Sheba ve Tess olan bu delici bakışlı, mağrur duruşlu pisiler, yıllar önce aldığım David Kwok çizimi kartpostallardan.
07 Mart 2011 | Yorum Yok |
EL GATITO EN CÁMARA LENTA
KITTEN IN SLOW MOTION
Kedi dostlarım Domi ve Doktor’un insanı Mehmet Ali gönderdi bu YouTube videosunun linkini. Muhteşem. İnsan ilk anda “Çitayla bunun ne farkı var işte?” demeden edemiyor. Fondaki Afrika müziğiyle de her şey tastamam oluyor.
Güzel kedi… Estetik harikası kedi… Tapılası kedi…
02 Mart 2011 | Yorum Yok |
UNA HABITACIÓN EN EL HOTEL ACE PORTLAND
A ROOM IN ACE HOTEL PORTLAND
Yolum şu hayatta -muhtemelen- Portland’a düşmez ama kaderin bir oyunu olarak, bir gün kendimi orada bulacak olursam, en azından rezervasyonumu hangi otelin hangi odasına yapacağımdan eminim.
A.B.D.’de bulunan küçük bir oteller zinciri Ace Hotels. Zincirin Oregon’da, Portland’ın tarihi merkezinde bulunan oteli ise, fotoğraftaki kedili odanın bulunduğu yer. Otelin her biri birbirinden farklı şekillerde döşenmiş odaları içinde, tabii ki en güzeli de bu oda.
Portland yolcusu kedicilerin bilgisine…
28 Şubat 2011 | Yorum Yok |
EL GATO GAYER-ANDERSON PARA LOS PEQUEÑITOS
THE GAYER-ANDERSON CAT FOR THE LITTLE ONES
Bu hafta Gayer-Anderson Kedisi haftası gibi oldu.
Daha önce yap-boz kedilerden bahsettiğimde, bir sonraki yap-boz kedimin nerede karşıma çıkacağını merak ettiğimi yazmıştım. Londra’da, British Museum’da karşılaştık kendisiyle. Böylece dörtledi ahşap yap-boz kedilerim.
Bu arada İngilizlerin, yap-bozu kolay yapılsın diye numaralandırma alışkanlıklarını pek bir garip bulduğumu da eklemeden edemeyeceğim. O zaman hiç bozma be adam, değil mi?
25 Şubat 2011 | Yorum Yok |
UN LIBRO: EL GATO GAYER-ANDERSON
A BOOK: THE GAYER-ANDERSON CAT
Bu kitabı yıllar önce Kerim bana Londra’dan getirmişti. O zaman aklımın ucundan bile geçmezdi bir gün gelip Londra’da yaşayacağım, Gayer-Anderson Kedisi’ni canım isterse her gün görmeye gidebileceğim. Hatta turist olarak ziyaret edilecek yerler listemin bile pek üstlerinde değildi bu memleket. Neyse sonuç olarak kendimi burada buldum ve bu arkadaşla ve buradaki diğer müze kedileriyle de içli dışlı olma şansını yakaladım. Müze kedileriyle diyorum çünkü geldim geleli sadece iki gerçek kedi gördüm ve sadece birini mıncıklayabildim (diğeriyle camdan bakışıyoruz). Kedi yok bu memleketin sokaklarında, kediiiii….
Müzenin tanınmış parçalarının mercek altına alınarak incelendiği, British Museum Yayınları’nın Objects In Focus serisi için, Neal Spencer’ın hazırladığı bu kitap, Gayer-Anderson Kedisi hakkında ayrıntılı bilgi içeriyor.
23 Şubat 2011 | Yorum Yok |
EL GATO GAYER-ANDERSON
THE GAYER-ANDERSON CAT
British Museum’un koleksiyonunun tanınmış parçalarından biri olan bu bronz kedi heykeli, arkeoloji literatürüne, 1930’larda evsahibi olan ve daha sonra 1939’da kendisini müzeye bağışlamış olan Belediye Başkanı Gayer Anderson’ın ismiyle girmiş.
İ.Ö. 600 yıllarına tarihlenen ve Sakkara’dan geldiği tahmin edilen heykel, 42 cm. yüksekliğinde ve 13 cm. genişliğinde.
Gayer-Anderson Kedisi, müzeye gelişinden yıllar sonra, 2007’de ilk kez kapsamlı bir incelemeye tabii tutulmuş ve x ışını ile mikroskop altında incelenmiş. %84,7 bakır, %13 kalay, %2,1 arsenik ve %0,2 kurşun alaşımdan oluşan bronz malzemeden yapıldığı saptanan kedinin vücudunda, müzeye gelmeden önce oluşmuş ve onarılmış bir hasar tespit edilmiş. Kuyruğunda da orijinal olmaması muhtemel bir bölüm belirlenen kedinin, onarımdan sonra iz kalmaması için yeşil renge boyandığı görülmüş. Boynunun etrafında, ucunda koruyucu bir muska sarkan gümüş bir kolye ile burnunda ve kulağında altın hızma ve küpe bulunan kedinin, altın takılarının da orijinal olmadığı düşünülüyor çünkü heykelin eski fotoğraflarında farklı takılar görülüyor.
2600 insan yaşındaki Gayer-Anderson Kedisi, British Museum’un 4 numaralı Mısır Heykeli salonunda sergileniyor.
21 Şubat 2011 | Yorum Yok |
« Önceki I Anteriora I Previous | Sonraki I Posteriora I Next » |