INDEX

ARA BUSCA SEARCH

ÜYE OL

KATEGORİLER

Aralık 2024
Pts Sal Çar Per Cum Cts Paz
« Şub    
 1
2345678
9101112131415
16171819202122
23242526272829
3031  
RSS

KEDİ DESENLİ KÜBA PULLARI

Aybige Mert

LOS SELLOS DE CUBA CON DISEÑOS DE GATO

CUBAN STAMPS WITH CAT DESIGNS

Foto ©Aybige Mert

Kedi Defteri’nin koleksiyonundan kedi desenli Küba pulları…


KEDİLİ YÜKSÜK

Aybige Mert

DEDAL CON DISEÑO DE GATO

CAT DESIGNED THIMBLE

Foto ©Aybige Mert

Kediler her yerde yine. Bu da koleksiyonun ilk kedili yüksüğü. İngiltere’nin, tarihi Roma hamamıyla meşhur, güzel ve turistik şehirlerinden Bath’a doğru uzandığımız bir yolculukta, Bath Katedrali’nin hediyelik eşya dükkânında çıktı karşıma bu kilise korosu çocuğu kılığındaki pisi. Ben de aldım eve geldim, artık bizim evde söylüyor ilahilerini.

HANDYDUO’DAN KEDİ KIŞ MODASI

Aybige Mert

LA MODA DE INVIERNO PARA LOS GATOS  POR HANDYDUO

CATS WINTER FASHION BY HANDYDUO

Havalar soğumaya başladı. Kışlıklar ortaya çıktı. Kedi camiasında da bir kış modası hareketliliği başladı. Eğer daha önce Kedi Defteri’nde sözünü ettiğim narin yapılı Sfenks kedilerden biriyle birlikte yaşıyorsanız ya da kediniz soğuğa karşı hassas ise, bu yelekler tam pisinize göre.

Litvanyalı HandyDuo markası tarafından %100 akrilik malzeme kullanılarak tek tek elde örülen bu sevimli yelekler, 30°C’de elde yıkanabiliyor. Portakalrengi ve kahverengi seçenekleri bulunan HandyDuo yelekler 32 cm. boyunda ama özel siparişle istediğiniz boyda da örülüyor.

ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI’NDAN KEDİ HİKÂYELERİ

Aybige Mert

CUENTOS DE GATO DE LA LITERATURA CONTEMPORANEA TURCA

CAT STORIES FROM TURKISH CONTEMPORARY LITERATURE

Dilimizde yayınlanmış maalesef az sayıdaki kedi öyküsü seçkisinden biri olan bu kitap, Parantez Yayınları tarafından Mayıs 1995’te yayınlandı. Çağdaş Türk Edebiyatı’nın 16 yazarından seçilmiş 25 öykünün biraraya getirildiği kitabı, Alper Çeker derlemiş. Kitabın kapağındaki kedi çizimi ise, ünlü çizer Selçuk Demirel’e ait.

Hüseyin Rahmi Gürpınar, Mahmut Şevket Esendal, Sait Faik, Rıfat Ilgaz, Aziz Nesin, Cihat Burak, Cahit Kayra, Necati Cumalı, Bilge Karasu, Ferit Edgü, Onat Kutlar, Nursen Karas, Tomris Uyar, Gülper Refiğ, Neşe Cehiz ve Kaan Yazıcıoğlu’nun kaleminden kedi hikâyelerini henüz okumadıysanız da, -naçizâne önerim- kaçırmayın.

NOVODECO’DAN KEDİLİ TAKILAR

Aybige Mert

LAS JOYAS CON DISEÑOS DE GATO DE NOVODECO

NOVODECO’S CAT DESIGN JEWELRY

Kediler şekilden şekle girmeye devam ediyor ve bu kez de bir takı tasarımcısının koleksiyonuna ilham veriyor.

Amerikalı tasarımcı Perrin Lam’in, kendi markası Novodeco için tasarladığı kedili broş koleksiyonu, retro ile modernin buluştuğu  çizgilerden oluşuyor.  Sıradışı çizgilere sahip Novodeco kedilerinin üretiminde, malzeme olarak akrilik kullanılmış.

Bu arada, Novodeco kedilerinin bir güzelliği de, satılan her broşun gelirinin bir bölümünün, San Francisco’da bir hayvan örgütüne gidiyor olması.

BİR ALBÜM: KARA KEDİNİN AYAKİZLERİ

Aybige Mert

UN ALBUM: LOS PASOS  DEL GATO NEGRO

AN ALBUM: THE BLACK CAT’S FOOTSTEPS

Hani bazı yazarlar vardır, her çıkan kitabını arkasını okumadan, içine göz atmadan hemen alırsınız. Ya da bazı müzisyenler vardır, bütün albümlerini hiç düşünmeden alırsınız. Çünkü bilirsiniz ki yine beyninizi, yüreğinizi, kulaklarınızı okşayacak bir eser çıkmıştır ortaya. Anouar Brahem benim için onlardan biri. Kara Kedinin Ayakizleri’ni, Kedi Defteri’nde daha önce sözünü ettiğim ve sevdiğim küçük dükkânlardan biri olan Lâle Plâk’tan aldım.

Les Pas du Chat Noir (Kara Kedinin Ayakizleri), adını, kendiyle aynı adı taşıyan albümün açılış parçasından alıyor. Anouar Brahem, albümdeki tamamı kendisine ait olan parçaları yaratırken, piyanonun tuşlarından yola çıkmış. Brahem, kendi ifadesine göre, hayatında ilk kez udunu bir kenara bırakıp piyanosuna ağırlık vermiş ve bu albümdeki parçaları piyano için yazmış. Daha sonra udu ve akordeonu da kendi aralarında dengeli bir şekilde ekleyerek albümü oluşturmuş.

2001 yılı temmuzunda Zürih’teki Radio DRS Stüdyoları’nda kaydedilen albüm, 2002 yılında ECM’den piyasaya çıkmış. Albümde, uddaki Anouar Brahem’e, piyanoda François Couturier ve akordeonda Jean-Louis Matinier eşlik ediyor. Kara Kedinin Ayakizleri’nin kapak fotoğrafı, ünlü fotoğrafçı André Kertész’in Paris’teki Jardin des Tuileries’de 1928’de kaydettiği bir kare.

CHAT-EN-OEUF ŞARABI

Aybige Mert

VINO CHAT-EN-OEUF

CHAT-EN-OEUF VINE

Foto ©Aybige Mert

Chat-en-Oeuf (Yumurtadaki Kedi), epeydir almayı istediğim bir Fransız şarabıydı ama şu ana kadar Fransa’da bulmak mümkün olmamıştı. Paris’e bu son gittiğimizde kafaya koydum, bir hafta boyunca önüme çıkan her büyük şarapçıya ve her butik şarapçıya sordum. İsmi, ulama yaparak okunuşu itibarıyla (Şatanöf), Fransa’nın çok bilindik şaraplarından Châteauneuf’e (Şatonöf) gönderme yapan bu şarabı sorduğum her satıcı, önce Châteauneuf şişelerini gösterdi bana, sonra tane tane bir daha söyleyince hiç duymadıklarını söylediler. Bir tanesi de o yok Chat ‘O Souris verelim dedi.

Neyse, kararlı adımlarla başlayan arayışım yine hüsranla sonuçlandı. Londra’ya döndük ve ne buldum? Fransa’da bulamadığım Chat-en-Oeufler kırmızısı, beyazı, rozesi ile, Londra’da hep alışveriş yaptığımız süpermarketin internetteki şarap butiğinde kasa kasa yatıyormuş meğer. Hepsinden çifter çifter ısmarlandı, birer şişe koleksiyonluk, birer şişe içmelik olmak üzere ve kediniz de muradına erdi sonunda Ey Okur!

Güney Fransa’nın Languedoc bölgesi üzümleriyle Boutinot Şarapçılık tarafından üretilen Chat-en-Oeuf (Yumurtadaki Kedi) şarapları, meyve ve baharat dokunuşlu bir lezzete sahipler. Etiketin üzerindeki pisinin dediğine göre, kırmızısını et yemekleri veya peynirle, beyazını beyaz et veya balıkla, rozesini domates soslu makarna çeşitleri veya balıkla tüketmeniz öneriliyor. Ya da diyor Yumurtadaki Kedi, şunun şurası dokuz canımız var, tek başına götürüverin birkaç kadehçik…

KEDİ VE MANİKÜR

Aybige Mert

GATO Y MANICURA

CAT AND MANICURE

Foto ©Aybige Mert

Paris’in güzel yanlarından biri de, bir sürü oyuncaklı tasarım satan dükkânlarla dolu olması. Mutfak ıncık cıncıkları için daldığım bir tanesinde karşıma çıktı bu tırnak bakım seti. Aldım, koleksiyona dahil olan garip parçalardan biri olarak da şu an itibarıyla Kedi Defteri’ne not düşüyorum. Budur…

TOP OYNAYAN KEDİ MAĞAZASI

Aybige Mert

LA TIENDA DE GATO QUE JUEGA A LA PELOTA

THE SHOP OF THE CAT WHO IS PLAYING BALL

Foto ©Aybige Mert

Hazır Paris dolaylarında gezmeye çıkmışken, Balzac’ın Paris’te geçen bu kısa romanını da Kedi Defteri’ne not düşmenin zamanı geldi. Her sayfasını koklaya koklaya okuduğum mis kokulu eski kitaplardan biri daha Top Oynayan Kedi Mağazası. Bendeki Dr. Necdet Bingöl çevirisi Türkçe baskısı, 1948 tarihli ve  MEB (Milli Eğitim Basımevi) Dünya Edebiyatından Tercümeler Serisi’nin Fransız Klâsikleri arasında  yayınlanmış.

Honoré de Balzac, La Maison du Chat -qui- Pelote (Top Oynayan Kedi Mağazası) isimli bu kısa romanını, 1929 yılının  eylül ve kasım aylarında kaleme almış. Roman, ana dilinde ilk kez 1930 yılında yayınlanmış.

Paris Saint-Denis’de, Petit-Lion Sokağı’nda yaşayan Guillaume ailesinin yaşamına kısa bir bakış bu roman. Cephesinde, top oynayan bir kedinin betimlendiği bir resim bulunan binanın, giriş katındaki kumaş mağazası ve üst katındaki ev ekseninde tekrarlanıp duran kasvetli ve monoton bir yaşam bu.  Dükkânı, baba Monsiuer Guillaume’un idaresinde iki çalışanlarıyla birlikte işleten ve hep birlikte, aynı binada dükkânın üstünde yaşayan ailenin yaşamı, güzel kızları Augustine’i geçerken pencereden görüp ona aşık olan, daha sonra resmedip, bu resmiyle de büyük sükse yapan bir ressamın da sahneye dahil olmasıyla biraz da olsa değişir. Ama bu değişiklik sonunda, sıkıcı, işkolik, pinti Guillaume ailesinin tek farklı kişiliği Augustine’e acıdan başka bir şey getirmez.

Balzac’ın çarpıcı ve ayrıntılı betimlemeleriyle bezediği kısa ama lezzetli bir roman…

SERGE VAN KHACHE KEDİLERİ

Aybige Mert

LOS GATOS DE SERGE VAN KHACHE

SERGE VAN KHACHE’S CATS

Geçen hafta Kerim’le Paris’teydik. Hava muhteşem ve 30 derece civarındaydı, bir hafta boyunca Paris’te pastırma yazının tadını çıkardık. Sergi ve kitapçı ziyaretleri, güzel gıdalarla mideye ziyafet (canım peynirler, şaraplar…), zarif görünümlü, zarif giyimli Parislilerle göze ziyafet (Londra’yı ve apukurya maskarası tarzı moda anlayışını gördükten sonra, varsın Parizyenler burnubüyük olsunlar, üç yaşındaki çocuğuna kadar şıklar, zarifler) ve bol bol yürüyüş sonrası, elimiz kolumuz kedili ganimetlerle dolu bir şekilde, Londra’ya, kışa geri döndük.

Paris’e her gidişte mutlaka yolumuzun düştüğü, sanat galeriyle ve kafelerle çevrili bir meydan var: Place des Vosges. Buradaki galeriler, kapalıyken de şıkır şıkır aydınlatılmış oluyorlar ve oradaki sergileri gece, ortalıktan el ayak çekildikten sonra gezmek hoşumuza gidiyor.

Fotoğrafını çektiğim bu resim, oradaki sergilerin birinden, ressam Serge Van Khache’ın bir eseri. Van Khache, 1946 Angoulême doğumlu. Fransız bir anne ve Uzakdoğulu bir babanın oğlu olan Van Khache, Angoulême Güzel Sanatlar Okulu’nda desen ve resim eğitimi almış, bir yandan da babasından fotoğraf öğrenmiş. Paris’e yerleşip fotoğrafçılık ve illüstratörlük yapmaya başlamış. Lui, Playboy, Vogue gibi dergilere çalışmış. Daha sonra kendini tamamen resme vermiş ve sadece bu alanda çalışmaya başlamış.

Flaman ustaların tarzını benimseyen ve sanatına Uzakdoğu sanatından de etkiler katan Serge Van Khache’ın eserlerini, yıl boyunca sürekli sergilendikleri Galerie Mickael Marciano’da görebilirsiniz.