INDEX

ARA BUSCA SEARCH

ÜYE OL

KATEGORİLER

Ekim 2024
Pts Sal Çar Per Cum Cts Paz
« Eyl    
 123456
78910111213
14151617181920
21222324252627
28293031  
RSS

MORE4CATS’DEN KEDİ KULESİ

Aybige Mert

LA TORRE DE GATO DE MORE4CATS

CAT TOWER BY MORE4CATS

Alman firması More4Cats tasarımı bu kedi kulesi, yüksek kaliteli hasır malzeme kullanılarak üretilmiş. İskeletindeki paslanmaz çelik dikmeler sayesinde, yüksek stabilite özelliğine sahip olan bu zarif görünümlü kedi kulesinin içinde de, şık görünümlü ince deriden üretilmiş minderi bulunuyor. (Bizim İstanbul’daki evdeki iki deri koltuğun Tatanka’dan önce ve sonraki hallerini düşündükçe bunun bana pek mantıklı gelmediğini söylemeliyim.)

Kulenin, giriş çıkış için kullanılan 28 cm çapındaki ön açıklığının yanısıra, kediciklerin etrafı dikizleyebilmeleri için 8,5 ve 10 cm. çaplarında iki adet de gözetleme deliği bulunuyor. Kedilere hem dinlenme, hem oyun alanını birlikte sunmak üzere tasarlanmış bu şık mobilyayı FressNapf’dan edinebilirsiniz.

KEDİNİN YUNUSLA DOSTLUĞU

Aybige Mert

LA AMISTAD DEL GATO Y DEL DELFÍN

THE FRIENDSHIP OF THE CAT AND THE DOLPHIN

Daha önce kediyle atın dostluğunun haberini koymuştum Kedi Defteri’ne. Bu da, denizsever bir kedinin yunusla olan dostluğunun YouTube’daki videosu. Yunusun kedinin başını okşaması inanılmaz.

Al gözüm seyreyle…


YENİ EVİMİZİN İLK HEDİYESİ

Aybige Mert

EL PRIMER REGALO PARA NUESTRA CASA

FIRST GIFT FOR OUR HOME

Foto ©Aybige Mert

Londra’daki evimizin ilk hediyesi bu kocaman kedi mumluk. Taşınma olayı ortaya çıktığında, Ayşenur Teyze aldı yeni evimizin ilk hediyesini ve ilk kedisini. Daha ortada kiralanmış bir ev bile yokken, ilk kedisi hazırdı.

Umarım en kısa zamanda gerçeğinden de gelir de, mırıl mırıl sahiplenir evimizi ve bizi…

BRITISH MUSEUM’UN KEDİ MUMYALARI

Aybige Mert

LAS MOMIAS DE GATO DEL MUSEO BRITÁNICO

BRITISH MUSEUM’S CAT MUMMIES

Foto ©Aybige Mert

Daha önce Kedi Defteri’nde Antik Mısır’da kedi mumyalarından ve Louvre Müzesi’ndeki koleksiyon parçalarından söz etmiştim. Bunlar da British Museum koleksiyonundaki kedi mumyalarından bazıları.

Müze koleksiyonuna Mısır’dan getirilip katılmış olan ve buluntu yeri ile ilgili daha ayrıntılı bir bilgi bulunmayan mumyalar, Roma dönemine, İ.S. 30’lu yıllara tarihleniyorlar.

KEDİLİ CAM KÜLTABLASI

Aybige Mert

EL CENICERO DE CRISTAL CON GATO

GLASS ASHTRAY WITH CAT

Foto ©Aybige Mert

Birkaç yıl önce, özellikle 1950’lerde tasarladığı cam objeleri oldukça ünlü olan sanatçı Carl Erickson’ın, kedili yeşil bir kültablasını görmüştüm. Yıllardır binlerce kedili obje gördüm, onlarcasını satın aldım ama bu cam tasarımın benzerini bile görmemiştim daha önce. O gün bugündür de arıyordum ve hiçbir yerde bulamıyordum. Ta ki pazartesi gününe kadar.

Pazartesi sabahı Kerim’le trene atlayıp İngiltere’nin güney kıyısındaki Brighton’a gezmeye gittik. Müzesi kapalı olduğu için orayı gezmeyi bir sonraki sefere bırakıp, çakıllı plajında yürüdük, deniz kabuğu topladık, ciğerlerimizi iyot kokusuyla doldurduk, meşhur iskelesi Brighton Pier’de yürüdük, sokaklarında dolandık. Hatta kulağa inanılmaz gibi gelse de, güneşte kediler gibi mayıştık. (İnanılmaz olan güneş tabii ki).

Ve tabii ki antikacıları ve bit pazarını tavaf ettik. Eski eşya kokusunu içimize çekerek her biri ayrı öykü anlatan eşyaların arasında dolaşırken, Kerim “Bak, yukarıda ne var” diyerek bir dolabın üzerini işaret etti. Veee, oradaydı işte! Kaç yıldır aradığım kedi, tozlu bir dolabın üzerinde mavi mavi geriniyordu.

Murano camını andıran bu kedili kültablası, normalde bu tür cam objelerde adet olduğu üzere yapıştırılan etiketi taşımadığı için, kimin tasarımı veya kaç yılında üretilmiş henüz bilmiyorum ama pazartesi gününden beri ağzım daha bir kulaklarımda gezdiğimi söyleyebilirim. Sağol Kerimciğim!

KEDİ BENİ ÇAĞIRIYOR

Aybige Mert

LA GATA ME LLAMA

THE CAT CALLS ME

Bu romanı ocak ayında almıştım ama okuyamadan başka kitaplarla birlikte kutulandı, Londra’ya  doğru yola çıktı ve daha birkaç hafta önce tekrar bana ulaştı. Ben de sonunda okuyabildim.

Kitabın yazarı Zekiye Boyana, 1958 Düzce doğumlu. İ.Ü. Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü mezunu olan, daha önce öğretmenlik ve metin yazarlığı yapmış olan Zekiye Boyana’nın, ilk kitabı Kedi Beni Çağırıyor. Ocak 2011’de Kavis Yayıncılık’ın Türk Edebiyatı serisinden çıkmış olan kitabın kapağındaki kedi çizimi de Matthew Hertel’e ait.

Kitabın kahramanı, Anadolu’da doğup, çocuk yaşta annesiyle birlikte İstanbul’un gecekondu mahallerinden birine göçmüş olan Katmergül. Küçük bir kız çocuğu iken, köyde kedilerle yaşadığı şanssız bir tecrübeden sonra onlardan ölesiye korkan Katmergül, bir nevi hapishane hayatı yaşadığı eziyet dolu gecekondu günlerinde, sonunda kendine yine tek dost olarak kara bir kedi buluyor ve onunla yarenlik edip acılarını bir nebze olsun unutuyor. Ama Katmergül çok sevdiği dostundan ayrılmak zorunda kalıyor ve acı dolu kaderi, onu başka bir bahtsız yöne sürüklüyor.

Bu arada, her ne kadar içeriği üzücü olsa da, akıcı bir dille yazılmış olan ve bir çırpıda okunabilen bu kitabın sonlarında betimlenen sahneyi, okumakta güçlük çektiğimi de itiraf etmeden geçemeyeceğim.

KARA KEDİLİ KIZARMIŞ EKMEKLİK

Aybige Mert

GATO NEGRO ESTANTE DE LA TOSTADA

BLACK CAT TOAST RACK

Foto ©Aybige Mert

Koleksiyona yeni katılan ve bir daha asla üretildiği amaç için kullanılmayacak olan kedili bir ürün: Kızarmış ekmeklik. Sözlük anlamına gelince:

Güç kuvvet gerektiren meslek erbabının, enerji vermesi amacıyla her sabah düzenli olarak götürdüğü, bizim de dışarıya çıkıp arada “bir tat bir doku” diye yediğimiz, kızarmış sosis ve bacon, sahanda yumurta, kızarmış patates ve tatlı kuru fasülyeden oluşan, bol ketçaba bulanarak tüketilen “İngiliz kahvaltısı” isimli kolesterol bombasını her gün tüketmek normal vatandaşı kasacağı için, kızarmış tost ekmeği + reçel + kahveye kahvaltı diyen grubun evlerinde kullandıkları bir gereç.

Bizim memlekette sabah kahvaltısı ciddi bir öğün olduğundan ve dandik tost ekmeğini kızartıp, üzerine reçel sürüp, bir fincan kahveyle mideye indirme etkinliği kahvaltıdan sayılmadığından, mutfağımızda ve soframızda bu alete de pek gereksinim duyulmaz. Kızarmış ekmek de, ya ekmek sepetinde ya da hafif yanan parmak uçları ile tutulmak ve yanma hissini psikolojik olarak azaltmak amacıyla “hüf hüf hüf” demek marifetiyle, sık adımlarla, elde getirilir sofraya.

İşbu nedenledir ki,  kedili kızarmış ekmeklik bizim evdeki yaşamına zarflık olarak devam edecektir, kamuoyuna duyurulur.

BAHAR, KEDİ VE NERGİSLER…

Aybige Mert

PRIMAVERA, GATO Y  NARCISOS…

SPRING, CAT AND DAFFODILS…

Foto ©Aybige Mert

Bu sabah mahallemizin pazarı Chapel Market’a uzandım. Akşama sofrayı taçlandıracak olan Tekirdağ rakısının yanına, Yunanistan’dan ithal levreklerden aldım. Mal komşunun ama ne de olsa bizim deryanın kuzuları. Sonra, pazardaki çiçekçinin tezgâhını doldurmuş olan nergislerden bir demet aldım, eve gelir gelmez de kedi vazoma kondurdum.

Farkında olmayanlar ve gereksiz şeyleri dert edip yaşamın sunduğu keyif verici ayrıntıları kaçıranlar için bir daha: Bahar geldi ey ahaliiii!

PİSİ PİSİ VAR MI SENİN GİBİSİ?

Aybige Mert

BIGOTES RETORCIDOS

TWISTED WHISKERS

Tamamen bir tesadüf sonucu birlikte yaşamaya başladığı iki sokak kedisi sayesinde bir kedisever olan ve daha sonra da kedi ırkı hakkında öğrendiklerini başkalarının kedilerle yaşadığı sorunları çözmekte kullanmaya başlayarak bir “kedi davranışları uzmanı” olmuş olan Pam Johnson’ın, dilimize Pisi Pisi Var Mı Senin Gibisi adıyla çevrilmiş olan kitabı, Kelebek Yayınları’nın inceleme serisinden Ağustos 1999’da çıkmış.

Kitabın içine düştüğüm tarihe göre çıktıktan iki ay sonra da ben almışım. Ama birkaç ay öncesine kadar bir türlü elim varıp da okuyamamıştım kitabı. Birkaç ay önce okumak için elime aldığımda da bitmek bilmedi. Kedi davranışları ile ilgili bilgi sahibi olmak konusunda, oldukça yardımcı bir kitap olan Kedi Psikolojisi’nden sonra, bu kitabı okurken pek mutlu olmadım. O kitapta kedilere yardımcı olmaya çalışan bir doktor, bu kitapta ise “sorunlu kedileri” olan insanlara yardımcı olmaya çalışan ve kendine uzman diyen birini gördüm.

Kitap boyunca sürekli sözü edilen ve pompalanan bitkisel/alternatif “tedavi” telkinleri ve “bakınız arka sayfada adresi olan marka” şeklindeki ürün pazarlama tarzı da, kitabı okurken beni ayrıca rahatsız eden şeyler oldu.

Satın alınması ve okunması gereksiz bir kitap için, “Böyle de bir şey var, aradan çıksın” diye yazılmış bir yazı…

BAHAR KEDİSİ 2011

Aybige Mert

GATA DE PRIMAVERA 2011

SPRING CAT 2011

Foto ©Aybige Mert

Bir iki hafta önce başladı bahar yüzünü göstermeye Londra’da. Ağaçlar çiçek açtı önce. Sonra nergisler parkları doldurdu. İstanbul’un lâle zamanı gibi bu şehrin nergis zamanı. Bütün parklar, bahçeler, saksılar onlarla dolu.

Üç kuruşluk güneşi gören Londralılar haftalardır yazlık elbise, sandalet, parmakarası terlik giyiyor ama biz daha bu haftasonu girdik tişörtle mahalle pub’ında güneşe yayılıp mayışma hallerine. Dün Columbia Road Çiçek Pazarı’ndan saksıda yetiştirmek için mis kokulu taze nane, kekik, biberiye aldık. Artık salatalar, yemekler elimizle taze taze koparacağımız kendi nevalemizle taçlanacak. Bahar geldi ey ahaliiiiiii!