LAS CREACIONES DE MIU MIU CON DISEÑOS DE GATO

MIU MIU’S CREATIONS WITH CAT DESIGNS

Miu Miu’nun 2010 ilkbahar/yaz koleksiyonundaki bu kedi baskılı, pullu, taşlı, cıngıllı  parçaları, arada baktığım blogların birinde, kris atomic’te görüp sizinle paylaşmak istedim.

1992’de Milano kökenli İtalyan markası Prada’nın yan ürünü olarak kurulan Miu Miu, ismini Miuccia Prada’nın takma isminden alıyor.

FILL IN THE CAT BIBLIOTECA CON GATOS

FILL IN THE CAT BOOK SHELVES WITH CATS

Sevdiğim ve çok yaratıcı bulduğum kedili tasarımlardan biri de,  bu son derece estetik kitaplıklar. Ricardo Casas, Héctor Esrawe, Emiliano Godoy, Cecilia Léon de la Barra ve Óscar Nuñez isimli beş genç Meksikalı tasarımcının 2004 yılında kurduğu ve bir bağımsız tasarımcılar kolektifi olan NEL markası koleksiyonundan piyasaya sürülen Fill in the Cat isimli bu kedili kitaplıklar, ilk kez 2006 yılında Milano’daki Salone Satellite’de görücüye çıkmış.

Ürünlerini geleneksel malzeme ve tekniklerle yeni yöntemleri birleştirerek yaratan bu genç tasarımcılar, Fill in the Cat kitaplıklarında kedi ve kuş siluetlerinin iç içe geçtiği beyaz, geniş, dayanıklı bloklar kullanmışlar.

EL PINTOR Y SU GATO: VINCENT Y VAN GOGH

THE PAINTER AND HIS CAT: VINCENT AND VAN GOGH

Gradimir Smudja’nın 2003 yılında Éditions Delcourt’dan çıkan Vincent ve Van Gogh kitabının varlığından haberdar olur olmaz kedi listeme eklemiştim. Kitabın yayınlanmasından bir yıl sonra, Paris yolculuklarımızda mutlaka bir haftasonu denk getirip uğramayı sevdiğimiz Porte de Vanves’daki bit pazarının hep aynı köşesinde, bit pazarı mantığına aykırı olarak yeni çizgiromanlar satan tezgâhta bulup almıştım.

1956 Yugoslavya Novi Sad doğumlu Sırp ressam, desinatör ve karikatürist Gradimir Smudja, Belgrad’daki Sanat Akademisi’nde eğitim görmüş. 1982’de ülkesindeki politik rejim yüzünden İsviçre’ye, oradan da İtalya’ya göç etmiş. Gradimir Smudja’nın halen yaşamını sürdürdüğü İtalya’nın Lucca kasabasında yarattığı Vincent ve Van Gogh,  kediseverler dışında Van Gogh ve empresyonist resim sevenlerin de kaçırmaması gereken bir kitap.  İlk olarak Fransızca basılan çizgiroman, daha sonra başka birçok dile daha çevrilmiş.

Smudja, kitabın çizimlerinin tamamını ünlü Hollandalı ressam Van Gogh’un tarzına öykünerek, onun tarzını ve sıcacık renklerini kullanarak yapmış, ayrıca Gaugain, de la Croix, Rembrandt gibi ressamlara da kendi tarzlarında göndermeler yapmış. Van Gogh’un yaşamından bir kesiti onun resimlerinde gezerek okuyormuş hissini veren kitap, bir çizgiromandan çok bir Van Gogh resimleri albümü gibi. Konusuna gelince; Van Gogh, yıldızlı bir gecede Arles sokaklarında gezerken Vincent isimli kızıl tüylü bir kedi bulur ve onu evine alır. Yeteneksiz ve başarısız bir ressam olan Van Gogh’un başına bir sürü iş açan bu kötü huylu kedi aynı zamanda çok yetenekli bir ressamdır ve bizim aslında Van Gogh’un yaratıcılığı sandığımız eserlerindeki çizgiler, onun pençe darbelerinden başka bir şey değildir.

LAS BAYETAS DE LENA M. DESIGN CON DISEÑOS  DE GATO

LENA M. DESIGN’S DISHCLOTHS  WITH CAT DESIGNS

Salı akşamı sevgili Aynur’la geleneksel buluşmalarımızdan birini gerçekleştirdik. Genelde bu buluşmalarımızın arasında ikimiz de bir yerlere yolculuğa gitmiş olduğumuzdan, birbirimize oralardan küçük armağanlar vermeyi seviyoruz. Aynur benim kedi deliliğimi bildiği için, bana bu harika kedi desenli bulaşık bezini bulup getirmiş. Ne kadar mutlu olduğumu anlatmama gerek yok herhalde.

Stockholm’de yaşayan İsveçli tasarımcı Lena M. Karlsson’un kendi ismini verdiği Lena M. Design markasıyla piyasaya çıkardığı ve birçok ülkede satılan bu çeşit çeşit hayvan desenli bulaşık bezleri, ağaç ve pamuk karışımından elde edilen selülozdan üretilmiş ve üzerlerindeki desenlerin baskısı da sadece bitkisel boyalar kullanılarak yapılmış. Tamamen geri dönüşümlü malzemeden üretilmiş olan bu bulaşık bezleri, makinede de yıkanabiliyor.

TAMA EL GATO JEFE DE ESTACIÓN

TAMA THE STATION MASTER CAT

Tama isimli kedi, 2007 yılında Japonya Kinokawa’daki Kishi Tren İstasyonu’nun istasyon şefliğine getirilmiş. Kedi maması karşılığında yerine getirdiği görevi de yolcu memnuniyetini sağlamakmış.

Tama’nın göreve getirilmesinden sonra istasyonun ziyaretçi sayısında ve buna paralel olarak da gelirinde gözle görülür bir artış olmuş. Bu başarısının sonucunda da Tama, 2008 yılında ödül olarak istasyon şefliğinden yöneticilik rütbesine terfi etmiş. Wakayama Electric Railroad şirketi 2009 yılında bir trenini Tama’nın çizgi karakteriyle süslemiş ve içini de bu konsepte uygun dekore etmiş. Tama, La Voie du Chat ve Katzenlektionen isimli iki belgesel yapıma ve internette de haberlere konu olmuş.

LAS SILLAS DE GATO DE MAGIS JULIAN

MAGIS JULIAN CAT CHAIRS

1992 Barcelona Olimpiyatları’nın maskotu çizgi karakter Cobi’nin de yaratıcısı olan, 1950 Valencia doğumlu İspanyol sanatçı Javier Mariscal’in, bir İtalyan firması olan Magis Design için 2005 yılında tasarladığı Julian serisi kedili çocuk sandalyeleri, polietilen malzeme kullanılarak dönme kalıplama (rotomoulding) yöntemiyle üretilmiş. Yeşil, sarı, kırmızı ve beyaz olmak üzere dört renk seçeneği bulunan bu kedili sandalyeler, dış mekân kullanımına da uygunlar.

TATANKA TAMBIÉN LEE ESTE LIBRO

TATANKA ALSO IS READING THIS BOOK

Foto ©Aybige Mert

Balık Tutan Kedi Sokağı’nı okuyalı birkaç yıl olduğu için, Kedi Defteri’ne yazmadan önce elime alıp bir kez daha okudum. Bu da, kitabı okurken her elimden bırakışta yancımın verdiği çeşit çeşit pozdan biri.

LA CALLE DE GATO QUE PESCA

THE STREET OF FISHING CAT

Foto ©Aybige Mert

En sevdiğim sokak ismi la rue du Chat Qui Pêche, yani Balık Tutan Kedi Sokağı. Paris’te 1540 yılından beri varlığını sürdüren bu sokağın ilk adı la ruelle des  Étuves. Daha sonra la rue du Renard ve sonrasında da  la rue des Bouticles adını alan sokak, son olarak da günümüzdeki adına kavuşmuş. Bir ucu St. Michel rıhtımına, bir ucu da Huchette Sokağı’na açılan  29 m. uzunluğunda ve 1,80 m enindeki bu küçücük sokak, Paris’in 5. arondismanında bulunuyor. Bu arada Bodrum Gümüşlük’teki Balık Tutan Şaşı Kedi Sokağı’nın adının da nereden “esinlendiği” gayet  aşikar.

1930’larda Balık Tutan Kedi Sokağı’nda yaşamış olan Macar yazar Jölan Földes’in, 1920 yılında, beş kişilik Macar Barabaş ailesinin memleketlerinden Paris’e uzanan yaşam mücadeleleri ve savaş sonrası zorlu ekonomik veya politik koşullar nedeniyle kendileri gibi Paris’e göçmek zorunda kalmış olan ve Balık Tutan Kedi Sokağı’nda yolları çakışan diğer göçmenlerin yürek burkan öykülerinden aşklar, acılar, mutluluklar ve gurbet özlemi dolu on beş yıllık bir kesiti anlattığı kitabı da, sokakla aynı ismi (A Halaszo Macska Uccaja) taşıyor. Kitabın bendeki Fransızca çevirisi Éditions Gérard tarafından Belçika’da basılmış, Türkçe baskısı ise Ahmet Halit Kitabevi tarafından Şarktan Garptan Seçme Eserler serisinden İstanbul’da yayınlanmış. Bendeki ikinci baskı 1946 yılına ait.

Bu kitapla Uluslararası Büyük Roman Ödülü’nü kazanmış ve büyük üne kavuşmuş olan  yazar Jölan Földes’in romanı Balık Tutan Kedi Sokağı 22 dile çevrilmiş.

LAS CARTAS DE JUEGO CON DISEÑOS DE GATO

PLAYING-CARDS WITH CAT DESIGNS

Foto ©Aybige Mert

Paris yolculuklarında ziyaret etmeyi sevdiğim ve her seferinde “Bakalım bu sefer ne bulacağım” diyerek içeri daldığım bazı dükkânlar vardır. Centre George Pompidou, güzel ve mimarisiyle de çok özel bir müze ve kültür merkezi. Ayrıca çok güzel bir kitapçı dükkânı ve  bir de her bütçeye uygun, irili ufaklı tasarım ürünlerinin satıldığı küçük hediyelik eşya dükkânı var. İşte o tasarım ürünler dükkânından hiç boş çıkılmıyor.

Stilize bir kedi formundaki plastik bir muhafaza içinde satılan bu kedili iskambil destesini de orada bulup satın almıştım ve böylece, kağıt oynama alışkanlığım olmadığı için bu iskambiller de, koleksiyonumun değişik bir parçası olarak diğer kedi hazinelerinin yanındaki yerlerini aldılar.

LOS GATOS DE ABRAHAM PALATNIK

ABRAHAM PALATNIK’S CATS

Foto ©Aybige Mert

İlk kez Brezilya’da, São Paulo Modern Sanat Müzesi’nin altında kurulan  bit pazarında dolaşırken tanıştım Palatnik kedileriyle. Daha sonra da edindim ve takipçisi oldum.

Işık ve hareketin birlikte yorumlanmasıyla doğan kinekromatik sanatın mucidi olan ve Brezilya’da teknolojiyi sanatta kullanan ilk kişi olan Abraham Palatnik, 1928’de Brezilya Natal’de doğmuş. 1932 yılında ailesiyle birlikte İsrail’e göç eden Palatnik, öğrenim hayatına burada başlamış. İlk sanat eserlerini de oluşturmaya İsrail’de geleneksel resim çalışmaları ile başlamış. 1948’de tekrar Brezilya’ya dönüp Rio de Janeiro’da yaşamaya başlamış. Brezilya’ya döndükten sonra ruh hastalarıyla birlikte sanatsal çalışmalar yapmış ve bu dönem kendi sanatına da etki etmiş. Eserlerini oluştururken sanat, bilim, teknoloji ve endüstriyi harmanlamış. Sanat çevreleri onun eserlerini plâstik sanatla endüstriyel tasarım arasında bir yere konumlandırıyorlar. Sanatçı-mucit Palatnik, ürettiği sanat eserlerinin yanı sıra, birçok endüstriyel ekipman da tasarlamış ve patentlerini almış.

1950’lerde kinetik aletler tasarlayarak, Brezilya sanatında teknolojik trendi başlatmış. 1951’de Aparelho Cinecromatico (Kinekromatik Aygıt) adlı eseri, I. São Paulo Bienali’nde büyük yankı uyandırmış. 1960’larda tahta ve metal kullanarak kinetik objeler üzerinde çalışmış. 1970’lerde eserlerinde polyester reçine, 1980’lerde kanvas üzerine şeritler, alçı-tutkal karışımı kullanmış. Eserlerinde Pal imzasını kullanan ve çalışmalarını Rio de Janeiro’da sürdüren Abraham Palatnik’in sanatı üzerine ayrıntılı araştırmalara buradan ve buradan ulaşabilirsiniz.