INDEX

ARA BUSCA SEARCH

ÜYE OL

KATEGORİLER

Ekim 2024
Pts Sal Çar Per Cum Cts Paz
« Eyl    
 123456
78910111213
14151617181920
21222324252627
28293031  
RSS

MANEKİ NEKO

Aybige Mert

MANEKI NEKO

Foto ©Aybige Mert

Daha önce Kedi Defteri’nde Maneki Neko’nun adı geçmişti ve kendisinden daha sonra bahsedeceğimi yazmıştım. Japonların şans getiren kedisi Maneki Neko (El Eden Kedi), bugün sadece onların değil, Uzakdoğulu birçok ülke insanının evinden, iş yerinden eksik etmediği bir uğur kedisi.

Japon halk sanatında önemli bir yeri olan bu kedilerin tam ortaya çıkış tarihi kesin olarak bilinmiyor ama XVI. ya da XVII. yüzyıl olduğu sanılıyor. Geçmişten günümüze ahşap, seramik, porselen, metal, plâstik gibi çeşitli malzemelerden üretilmiş olan Maneki Neko, oturur pozisyonda sağ ya da sol eli havada betimlenen bir figür. Genelde kırmızı, siyah, beyaz ve dore renklerde oluyor. Sağ eli havada Maneki Neko, bulunduğu eve, dükkâna şans çağırıyor, getiriyor, sol eli havada Maneki Neko ise varlık.

Uzakdoğu kültüründe önemli bir yere sahip olan bu pisiler, yaşamın o kadar içinde ve kıymetli ki, tapınaklara kadar girmişler. Maneki Neko, patisi havada oturan bir kedicik sadece ama envai çeşit Maneki Neko’ya rastlamak mümkün. Hatta, ciddi Maneki Neko koleksiyoncuları da bulunuyor.

Bunlar da bendeki Maneki Nekolar’ın bazıları. Hem sağ patisi havada olanı var, hem sol patisi havada olanı. Artık sırtım yere gelmez…

SFENKS KEDİ

Aybige Mert

EL GATO ESFINGE

SPHYNX CAT

Foto ©Aybige Mert

Genetik oynama yoluyla elde edilmiş tüysüz bir ırk olan sfenks kediler, aslında tamamen tüysüz değiller. İnce bir tüy tabakasıyla kaplı vücutları bulunan bu kedilerin bazılarının bıyık ve kaşı da oluyor.

Üçgen suratlı, koca kulaklı bu pisiler, diğer kedilerin sahip olduğu posta sahip olmadıkları için bebek gibi bakıma muhtaçlar. Düzenli olarak yıkanarak temizlenmeleri, soğuktan, güneşten vs. korunmaları gerekiyor. Yani sürekli “Aman çocuğum cereyanda durma üşütürsün, aman çocuğum güneşte durma, çarpar” şeklinde elinizin üstünde olması gerekiyor. Sfenks kedi evlât edinmeye niyetiniz varsa aklınızda olsun.

Fotoğraftaki sfenks kedili pul, Kedi Defteri’nin koleksiyonundan bir Afgan pulu.

OMEGA PAW’DAN KOLTUK KORUYUCUSU

Aybige Mert

PROTECTOR DE SOFA DE OMEGA PAW

OMEGA PAW’S COUCH PROTECTOR

Bizim evde (tam da olması gerektiği gibi),  Tatanka kuralları geçerlidir. Mutfak tezgâhı ve kurulmuş yemek masası hariç istediği yere oturur, yatar, girer, çıkar. Sokak kapısı ve içeride birisi varsa tuvalet kapısı hariç bütün kapılar hep açık durur, istediği yeri de (biz dahil) tırmalar.  Anneannemin annesinden kalma ve taş gibi sağlam döşemeye sahip koltukları ağız tadıyla bir tur hacamat etti, döşeme yenilendi, şimdi ikinci tura geçti. Olsun, feda olsun kara oğluma.

Ama eğer, sevgili koltuğunuzun, sevgili kediniz tarafından tırmalama yeri olarak kullanılmasından rahatsız oluyorsanız, Omega Paw’ın ürettiği bu koltuk koruyucusu derdinizin dermanı olabilir.

Koltuğun köşesine yerleştirilerek kullanılan halı kaplı Omega Paw koltuk koruyucu tırmalama ünitesi, kedilere daha cazip hale getirilmek için organik kedi nanesi yağı ile aromalandırılmış.

ANGELO SPAGNOLO KEDİSİ

Aybige Mert

EL GATO DE ANGELO SPAGNOLO

ANGELO SPAGNOLO’S CAT

Foto ©Aybige Mert

Bu kediyi, 7-8 yıl önce olsa gerek, Frankfurt’ta hep alışveriş yaptığım kedici dükkânda gördüm. Görür görmez yalınlığına bayıldım. Koleksiyonumun en sevdiğim parçalarından biri kendisi.

İtalyan Lineasette Ceramiche firması tarafından üretilmiş olan bu porselen görünümlü seramik kedi, bir Angelo Spagnolo tasarımı. 1200°C’da fırınlanarak üretilmiş olan ve tamamen el yapımı olan kedinin yapımında, metal oksitler ve renklendirici tozlarla karışık kil dışında, Lineasette Ceramiche ürünlerinin karakteristik görüntüsü olan efekti vermek için silis kumu da kullanılmış.

MONTY BOJANGLES ŞEKERLEMELERİ

Aybige Mert

LOS CARAMELOS MONTY BOJANGLES

MONTY BOJANGLES DROPS

Foto ©Aybige Mert

Başka bir ülkeye gittiğim zaman, büyük bir süpermarkete dalıp gıda reyonlarında dolanmayı, özellikle turşu, reçel, sos reyonlarında eşinip bulduğum farklı gıdaları eve taşımayı çok seviyorum. Süpermarketlerin çikolata ve şekerleme reyonlarıysa, genelde pek uğramadığım yerlerdir. Çok çikolata ve şekerleme tüketmediğimiz için, arada sırada yiyeceğimiz zaman da küçük çikolatacıların biberli, romlu vs. değişik çeşitlerini denemek hoşumuza gidiyor. Şekerlemelerden favorimizse Yunanistan yolculuklarında paketlerce alıp eve istiflediğimiz Chios (Sakız) Adası’nın sakızlı tofileri. Bir de Madrid’de, sadece menekşeli şekerlemeler satan bir dükkân var ama bir süredir yolumuz oralara düşmüyor.

İki hafta önce Londra dışındayken, ilk defa girdiğim bir süpermarkette, aradığım şeyi bulmak için reyonlar arasında zigzag yaparken ve tam da şekerlemelerin önünden geçerken, bir kedi gördüm sanki! Denemek ve Kedi Defteri’ne not düşmek için aklıma yatan çeşitlerinden dört paket aldım. İyi ki de almışım.

Londralı bir şekerleme üreticisi tarafından üretilen bu şekerlemeler, hiçbir yapay tatlandırıcı ve aroma barındırmıyor. Çok lezzetli olmalarının dışında, bir de aynı eski zaman bonbonları gibi kocaman ve taş gibi sertler. Şekerleme üreticisi firmanın isim babası Monty Bojangles. Monty Bojangles kim mi? Tabii ki her şeyden sorumlu olan kedi…

KATKABIN KEDİ YUVASI

Aybige Mert

LAS CASAS DE GATO KATKABIN

KATKABIN CAT HOUSES

KatKabin, bahçede uzun zaman geçirme alışkanlığı olan pisilerin, henüz eve dönmek istemedikleri ama biraz dinlenmek için sakin bir köşeye gereksinim duyduklarında kullanmaları amacıyla tasarlanmış bir  kedi yuvası.

Ayakları sayesinde her türlü zemine sabitlenebilen KatKabin, çok yüksek veya düşük ısıya dayanıklı malzemeden üretilmiş. Arka tarafında havalandırmayı sağlayan delikler bulunan yuvaya giriş-çıkış, her iki yöne de çalışan açılır kapanır kapıyla sağlanıyor. İçinde yıkanabilir minderi bulunan KatKabin’in soğuk günlerde daha iyi ısı yalıtımı sağlaması için, keçeden bir ek kaplama parçası bulunuyor.

Dış mekân kullanımı için tasarlanıp üretilmiş olan KatKabin, ön tarafındaki kapağı çıkartılarak, iç mekânlarda da kedi kutusu olarak kullanılabiliyor.

BOYCAT ŞARABI

Aybige Mert

VINO BOYCAT

BOYCAT WINE

Foto ©Aybige Mert

Çok yorgun olup da bir-iki kadeh yorgunluk içkisi içmek istediğimizde, hava yağışlı değilse, Kerim’le kendimizi ya mahalle pub’ının önündeki piknik masalarına atıyoruz  ya da evde bir şeyler atıştırarak teras keyfi yapıyoruz (bkz. Şekil 1a ve 1b).

Atıştırmalıklara bu sefer eşlik eden içkimiz, Boycat isimli 2009 mahsulü bir Sauvignon Blanc. Güney Avustralyalı şarap üreticisi Linda Domas’ın, Güney Fleurieu bölgesi üzümlerinden, Marks and Spencer için ürettiği Boycat, %11,5 alkollü sek bir beyaz şarap. Sitrus ve kişniş kokulu, baharatlı bir şarap olarak tanımlanan Boycat, üreticisi tarafından özellikle deniz ürünleri veya bezelyeli ve naneli risotto ile öneriliyor.

Daha önce de yazdığım gibi yorgunluktan ve risotto yapacak takatimiz olmadığından Ey Sevgili Okur, Boycat şarabı bugün, bizim evin atıştırma tabağı ile huzurlarınızda.

ÉMILE GALLÉ KEDİLERİ

Aybige Mert

LAS GATAS DE ÉMILE GALLÉ

ÉMILE GALLÉ’S CATS

Foto ©Aybige Mert

Geçen hafta Kerim’le, Güney İngiltere’de yapılan devasa bir antika fuarını gezmeye gittik. İki gün süren ve normalde iki günde gezilebilen bu fuarı, altı saatte karış karış gezip evimize eski kokulu bir sürü şey aldık. Ama sanırım en başarılı parça kendisini bekleyen boşluğa cuk oturan Royal Exchange (Kraliyet Borsası) çıkması bir meşe dolaptı. Bize Londra’ya hoşgeldiniz demiş olan eş dost için, cumartesi günü sonunda evde gerçekleştirdiğimiz hoşbulduk partisinden önce, tam zamanında gelip ortalıktaki ıvır zıvırımızı toparladı. (Zeytinyağlıları ve mezeleri saymıyorum ama en çok fırında kuzu budu, Kaşmiri pilav ve baklavaya bayıldılar).

Fuarı tahminimizden daha hızlı gezip bitirince, şansımıza güneşli geçen o günü değerlendirip, yakınlardaki Brighton’a gidelim dedik. İngiltere’nin güneyinde bir sahil kenti olan Brighton’a daha önce gitmiş ama müzesi ve yazlık kraliyet sarayı kapalı olduğundan gezememiştik.  Hazır bu kadar yakınındayken gidip göremediğimiz müzeyi ve yazlık sarayı gezelim dedik. Sarayı gezdik, o sırada başlamış olan sağanağın hafiflemesini bekleyip, sarayın çay salonunda çay saati keyfi yapalım derken müzenin saatini geçirdik ve yine gezemedik. Ama yılmadık. Fuarın yakınlarında ayırttığımız otele gidip yattık ve ertesi sabah ilk iş dönüp müzenin kapısına dayandık ve sonunda gezebildik.

Her telden ve dönemden koleksiyon parçalarından oluşan ve gezmesek çok büyük kayıp olmayacak bu müzeyi ısrarla gezmek istememin asıl nedeni, orada sergilendiğini bildiğim Émile Gallé kedileriydi.

Émile Gallé (1846-1904), Nancy doğumlu bir Fransız tasarımcı, cam ve seramik sanatçısı. Fransız cam sanatında, döneminin önde gelen isimlerinden ve Art Nouveau tarzının da öncülerinden. Edebiyat, felsefe ve botanik eğitimi almış olan Gallé, eğitimini sürdürdüğü sırada cam yapımı ve süslemesi ile ilgilenmeye başlamış. İlk eserlerinde düz cam üzerinde emaye ve gravür süslemeler kullanmış. Daha sonra farklı cam süsleme tekniklerini araştırmış ve çeşitli cam dekoratif objeler tasarlamış.

Gallé, bir çini ustası ve mobilya yapımcısı olan babasından öğrendiklerini de sanatına katmış, cam objelerin yanı sıra, seramik, çini eserler ve ahşap mobilyalar da tasarlamış ve üretmiş. Aldığı botanik eğitimi ve ilgi duyup araştırdığı Japon sanatının kendi sanatına etkisi olarak, natüralist bir tarz benimsemiş, eserlerinde bol bol çiçek, yaprak desenleri kullanmış.  1901’de, doğup öldüğü kent olan Nancy’de École de Nancy’i kurmuş.

Fotoğraflardaki cam gözlü iki seramik kediyi Gallé, 1880’de yapmış. Kimono giyen ve dantel bone takan, köpek desenli kolyeler taşıyan bu iki kedi, 1976 yılında Mrs. Battersby tarafından Brighton Müzesi’ne bağışlanarak, müzenin koleksiyonuna dahil olmuşlar. Yine Mrs. Battersby’nin cömert bağışı sayesinde, Kedi Defteri’ne misafirliğe gelmişler.

DUVARDAKİ KEDİLER

Aybige Mert

LOS GATOS QUE ESTÁN EN LA PARED

CATS ON THE WALL

Foto ©Aybige Mert

Londra, yağmur, göçmenler, publar, garip moda anlayışı ve başka bir sürü şeyin şehri olduğu gibi, aynı zamanda bir graffiti şehri. Yollarda yürürken gün geçmiyor ki karşıma yeni ve değişik bir duvar resmi çıkmasın. Ben de hepsinin fotoğrafını çekiyorum çünkü bazıları tam sanat harikası.

Şimdiye kadar kedili sadece bir duvar resmi çıktı bu şehirde karşıma ama önüne yığılmış mallar ve parketmiş minibüs gibi olanaksızlıklar yüzünden henüz fotoğrafını çekemedim. Ben de bu arada başka şehirlerde karşıma çıkan duvar kedilerini not düşeyim dedim Kedi Defteri’ne.

1. Rio de Janeiro 2. Berlin Duvarı 3. Berlin Duvarı 4. Santiago de Chile 5. Rio de Janeiro

WHITTINGTON PARK KEDİSİ

Aybige Mert

EL GATO DEL PARQUE WHITTINGTON

WHITTINGTON PARK’S CAT

Foto ©Aybige Mert

Ben Taksim’deki kediyi Kedi Defteri’ne not düşene kadar aylar geçti, meydana yerleştirildiği günden beri önünden her geçtiğimde bir ara fotoğrafını çekeyim dedim, olmadı.

Bu arada, iki hafta önce Kuzey Londra’da, Islington’da keşif  yürüyüşü yaparken (yürüyüş bahane,  arabayla geçerken gördüğümüz İranlı bakkalın ne hazineler barındırdığını görelim düşüncesi şahane), Holloway Road üzerindeki Whittington Park’ta bu arkadaş çıktı karşımıza. Neye niyet neye kısmet… (Kediler açısından niyet/kısmet. Yoksa mideye indirdiğimiz tombul İran hurmaları, mini mini İran kuru incirleri keşif yürüyüşünü kesinlikle amacına ulaştırdı).